Dur yapma, yakalanacağız!
Dur yapma, yakalanacağız!.
Esmer, 1.65 boyunda, uzun saçlı, dolgun dudaklı, iri göğüslü, genç bir kızım. Lise sona giderken dersaneye Tolga ile birlikte başlamıştık. Tolga’yı oldum olası çok beğenirdim. Benden biraz daha uzun boylu, esmer, dalgalı uzun saçlı, hafif kaslı ve çok yakışıklı bir çocuktu. Ne zaman tokalaşmak için elini tutsam, alev alev yanıyor bu çocuk diye düşünür, pantolonunun önündeki, yarağının çıkıntısı dikkatimi çekerdi.
Yanaktan öpüşmek için ona sarıldığımda, amımı çaktırmadan yarağına bastırır, onu içime almayı deli gibi düşlerdim. Zaten kızlığımı da yine onu düşlediğim bir gün amıma salatalık sokarak kendim bozmuştum…
Dersaneye başlayıp da Tolga’yı görünce arzularım yeniden depreşmişti. Hiç erkek siki girmemiş olan amım, yeniden, üstelik daha çok istiyordu onu. İlk önceleri ayrı olan sınıflarımızı hocalara yalvararak birleştirmeyi başarmıştım. Her ders saati çaktırmadan Tolga’yı gözleyip, sıranın köşesine amımı sürterek orgazm oluyordum. Bazen sınıfta yalnız kaldığımda, ya da tuvalette, amımı parmaklayarak onu hayal ediyordum. Bir iki kere onu da bana bakarken yakalamıştım. Aslında sexy olmayı hiç beceremezdim, ama hikayelerde okuduğum kızlar gibi giyiniyor, göğüslerimi çaktırmadan açıyor, hem onun, hem de dersimize giren erkek hocaların şehvetle bana bakmasına sebep olmayı beceriyordum…
Dersanenin bitmesine bir hafta kala, meslek seçimiyle ilgili bir seminer için küçücük bir sınıfta 40 kişi toplanmıştık. Sonradan geldiğim için boş bir yer bulmak için etrafıma bakındım. Tolga’nın sol yanı boştu. Vücudumdaki ateşin hafif yükseldiğini hissettim. Dudaklarımı hafifçe ısırdım, onlar da ateş gibi olmuşlardı. Acele etmiyormuş gibi görünmeye çalışarak, onun yanına oturdum. Tolga ile kollarımız birbirine değiyordu, teni herzamanki gibi sıcacıktı. İlkbaharın son ayları olduğu için üzerinde tişört ve kot pantolon vardı, bu yüzden tenini her zamankinden daha iyi hissedebiliyordum. Tolga, gözlerinde umursamaz bakışıyla sıranın üstünde duran plastik bardaktaki kahvesine bakıyordu. Seminer başlamıştı, ama benim gözüm Tolga’dan başka hiçbir şeyi görmez olmuştu. Projeksiyon kullanılacağı için sınıf karartılmıştı. Kulaklarıma kadar her yerimin deli gibi yandığını hissediyordum.
Bir süre sonra, daha hiçbir şey yapmadan, sadece hayal ettiğim halde amımdan ılık suların küloduma aktığını hissettim. Tolga’nın pantolonunun önündeki çıkıntıya gözlerimi diktim ve dudaklarımı yalayarak, yarağının ağzımda olduğunu hayal ediyordum. Bacağımı da, kolum gibi Tolga’nın bacağına yapıştırdım. Tolga’nın sıcaklığı beni iyice kudurtmuştu. Sırada hafif hafif kıpırdanmaya başladım. Tolga karşıdaki ekrana bakıyormuş gibi görünüyordu. Artık onun ne yaptığımı anlayıp anlamaması umrumda değildi. İkinci kez boşalana kadar sessizce, sadece yanımda oturan birinin duyabileceği kadar hızlı nefesler alarak, sıraya ve kolum ve bacağımla Tolga’nın tenine sürtünmeye devam ettim. Bu arada Tolga’nın dikkati de dağılmış, ben boşalana kadar üzerimden bir an olsun ayırmadığı boş gözleriyle beni seyretmişti. Ben boşalıp dinginleşince, Tolga hiçbir şey olmamış gibi yeniden kahve bardağına odaklandı.
Şehvetim biraz olsun dinmişti. Biraz utanarak, biraz da Tolga’nın sonunda arzularımı anlamasından dolayı rahatlayarak sıradan kalktım. Hocaya midemin bulandığını söyleyerek, sınıftan çıktım. Tuvalete gidip kendimi parmaklamak niyetindeydim. Tuvalete giderken, Tolga ile birlikte hergün ders yaptığımız sınıfın boş olduğunu görünce, hemen içeriye girip kapıyı kapattım. Eteğimi kaldırıp, elimi külotumun içine daldırdım. Amım iyice kayganlaşmıştı. Elimi amımdan çıkarıp, parmaklarıma bulaşan am suyumu yaladım. Sonra ıslak parmaklarımı yeniden amıma soktum. İki parmağımla amımın içinde git gel yaparken, başparmağımla da klitorisimi okşuyordum. Herkesin seminerde olduğunu bildiğimden hafif hafif inlemeye başladım, kimse duymayacaktı nasıl olsa. Dudaklarımı deli gibi ısırıyor, bir elimle de göğsümü yoğuruyordum. Tam üçüncü orgazmıma doğru ilerlerken, aniden kapı açılmış ve kendimi toparlamaya fırsat bulamamıştım. İşte şimdi kovuldum dersaneden diye aklımdan geçirirken, içeri girenin Tolga olduğunu gördüm. Seminer bitmişti anlaşılan. Tolga ne yaptığımı görmemiş gibi davranarak, sırasının altındaki kitaplarını toplamaya çalışıyordu. Onun beni görmezden gelmesi beni iyice delirtmişti. Üstelik onu daha da arzulamaya başlamıştım.
Fırsat bu fırsattı, hemen kıyafetlerimi düzeltip, sınıfın kapısını kapattım ve kapının arkasına yaslandım. Tolga elinde kitaplarıyla yanıma gelip (Çekil!) der gibi ters ters baktı. Elindeki kitapları alıp, ona sarıldım. Tolga ise, “Kızım git başımdan!” deyip beni geriye doğru ittiğinde, öfkem ve arzum bir kat daha arttı. Ona, “Seni istiyorum Tolga!” deyip, birkez daha sarılıp, dudaklarına yapıştım. Dudaklarını emiyor, ısırıyordum. Bir süre sonra o da benim dudaklarıma yapışmıştı. O benden çok daha kuvvetli emiyordu. Dilini ağzıma soktu. Onun dilini emmeye başladım. Dillerimiz, adeta bizim günlerdir oynadığımız gibi kovalamaca oynuyorlardı. Tolga dudaklarımı bırakıp yavaşça boynuma doğru indi ve deli gibi boynumu yalamaya başladı. Bu beni müthiş tahrik etmişti. Boynumda hissettiğim her dil darbesinde amımın daha da ateşlendiğini hissediyordum. Boynumu yalayıp beni iyice delirttikten sonra göğüslerime doğru indi. Tişörtümü yukarı kaldırdı, sütyenimi yukarı çekti ve sağ göğsümden daha büyük olan sol göğsümü yalamaya, ısırmaya başladı. Bir eliyle de göbeğimi avuçluyordu. Dimdik olmuş göğüsuçlarımı emdi ve beni az önce kitaplarını aldığı sıraya doğru çekip, yanına oturttu.
Fermuarını açarak, yarağı dışarıya çıkacak kadar pantolonunu indirdi. Dimdik olmuş yarağını ve üzerinde çoktan oluşmuş olan zevk suyunu ilk kez o zaman gördüm. Düşündüğümden daha muhteşemdi. Ürkekçe yarağına dokundum. Tolga ise, “Fazla vaktimiz yok!” diyerek saçlarımdan tuttu ve dudaklarımı yarağına bastırdı. Daha önce kimsenin yarağını yalamamıştım. Ağzımı açtığımda yarağı gırtlağıma kadar girdi. Kusacak gibi olmuştum. Acemice yalamaya, emmeye başladım. Tolga, “Çok güzel yalıyorsun, mmhhh, devam et!” diyerek bana yönergeler veriyordu. Yarağını kökten uca kadar yalıyor, sonra ucundaki zevk sularını emiyordum. Sonra taşaklarını emiyor ve tekrar yukarıya doğru yalamaya devam ediyordum. “Evet, işte böyle!” diyordu her hareketimde. Bu arada o da bir elini külotumun içine sokmuş, amımı parmaklıyordu. Deli gibi sokuyordu parmaklarını amıma. Bazen tırnakları batıyordu ve bu bana hem acı, hem zevk veriyordu…
Ben onun parmaklarına boşalmıştım, ama onun yarağını halen yalıyordum. Yarağının başının çevresinde dilimi gezdirdim ve bir Lolipop şekeri emer gibi başını emmeye başladım. Tolga bir anda zevke geldi ve saçlarımdan tutup ağzımda git gel yapmaya başladı. Resmen ağzımı sikiyordu, “Güzel mi yarağım?” diyordu bir taraftan da. Ben de inleyerek onay veriyordum. Yine birden saçlarımdan tuttu ve yarağını ağzımdan çıkardı. “Ne oldu?” dedim bozulmuş bir sesle. Ama Tolga hiçbir şey söylemeden kalktı, toparlandı ve bana da emreder gibi toparlanmamı söyledi. Oysa ben ağzıma boşalacağını sanmıştım. O sırada dışarıdan bir kalabalığın sesini duydum. Yandaki sınıfın dersi bitmişti ve benim de sikişme hayalim suya düşmüştü. Mutsuzca eşyalarımı toplarken, Tolga’nın çoktan sınıftan çıkmış olduğunu fark ettim. Bu umursamazlığından dolayı ona iyice kızmıştım.
Elimde eşyalarımla sinirli sinirli sınıftan çıkıp, asansöre doğru hızlı hızlı ilerledim. Tolga tam asansörün yanında bekliyordu. Beni görünce yüzünde daha önce hiç görmediğim tutkulu ve hınzır bir gülümseme belirdi. Asansör gelir gelmez kolumdan tutup beni içeriye çekti. Birkaç kat inmiştik ki, birden stop düğmesine bastı. Şak diye duran küçücük asansörün içinde yalnızdık şimdi. Yakalanmaktan korkuyordum, aşağı inmek istediğimi söyledim. O ise beni hiç dinlemiyordu. Beni asansörün aynasına yaslayarak, kısacık ve şehvetle öptü. Bu kısacık öpüşmede dudaklarımı morartacak kadar ısırmıştı. Sonra hemen eteğmi kaldırıp, külodumu indirdi. “Dur yapma, yakalanacağız!” diye yalvarıyordum. “Birşey olmaz!” dedi ve amımı da dudaklarımı öptüğü gibi kısacık öptü. Amım ıslanmıştı ve onun dudaklarına da amımın suyu bulaşmıştı. Dudaklarını yalayıp, “Bal gibi amın var güzelim!” dedi. İyi ki de kıllarını ağdayla almış ve amımı kaymak gibi yapmıştım. Hemen arkamı döndürdü ve sırtıma bastırarak beni hafifçe domalttı. Götümü sikecekti galiba, “Götüme sokma nolur!” dedim. Tolga ise, “Kaymak gibi amcığını patlatmak varken götüne niye sokayım yavrum?” dedi. Beni bakire sanıyordu sanırım. Bozuntuya vermedim ve asansörün aynasının altındaki demirden tutunup, önünde iyice domaldım.
Popoma kocaman şaplak attı ve tutkulu bir sesle, “Merak etme güzelim, birgün bu yumurta gibi götünü de sikecem!” dedi. “Sik canım, sik aşkım, bütün deliklerimi sik!” diye inledim. Bu sözlerimi duyunca yarağının başını sulanmış amcığıma dayadı ve birden köküne kadar soktu. Mutluluk, zevk ve acıdan bir çığlık atmıştım. Tolga ise, “Ohhh, sıcacık amcığın var bebeğim!” dedi ve hiç vakit kaybetmeden içimde git gel yapmaya başladı. Bense deli gibi inliyordum. Bütün vucudum şimdi daha beter yanıyordu. Kulaklarım uğulduyor, başım dönüyordu. Yarağının her damarını daracık amımda hissedip, zevkten çıldırıyordum. O içimdeyken bir kere boşalmıştım, artık yarağının amımda daha rahat kaydığını hissediyordum. Amımı resmen çatır çatır sikiyor, “Artık benim kadınım oldun bebeğim! Güzel sikiyormuyum amcığını?” diyerek pompalıyordu.
Ben de, artan yakalanma korkusu ve zevkin verdiği baş dönmesiyle, “Çok güzel sikiyorsun aşkım!” diyerek inliyordum. Birden başparmağını da göt deliğime soktu. Yarağıyla amıma pompalarken, götümü de başparmağıyla sikiyordu. Ben artık uçuyordum zevkten. Tolga bir süre sonra, “Geliyorum bebeğim!” dedi. Arkama kenetlenip, yarağını köküne kadar amıma bastırdı ve içime boşaldı. Yarağından fışkıran sıcacık döllerini amcığımın en derininde hissettim. Bu artık zevkin doruk noktasıydı benim için, ben de çığlık atarak boşaldım. Fakat bunun zevkini fazla yaşayamadım, Tolga yarağını hemen amımdan çıkardı ve külotumu tekrar yukarı çekti. Kendisi de fermuarını çekip, asansörü çalıştırdı. Asansör aşağıya inip, kapılar açıldığında, aşağıdakiler yaklaşık 5 dakikadır asansörü beklediklerini söyleyince, Tolga da asansörde kalmış olduğumuz ve benim panik atak olduğum yalanını uydurdu…
Bir hafta sonra dersane bitti. Tolga ODTÜ’de iyi bir bölüm kazandı. Birdaha da beni hiç arayıp sormadı. Ben de o günden sonra kimseyle sikişmedim.
Size de bu itirafımı amımda bir salatalıkla yazdım 🙂
( Açelya )
999 gösterim, 1 gün